Husi saldırıları kilit küresel ticaret rotasını sekteye uğrattı

Yemen’deki Husi isyancılar son dönemde denizde gerçekleştirdikleri bir dizi saldırıda Kızıldeniz’in güneyinde ve küresel ticaret için önemli bir geçit olan Bab al-Mandab Boğazı’nda çok sayıda gemiyi hedef aldı. İran’a bağlı grup, İsrail ile Hamas arasında tırmanan gerilimin ortasında bu saldırıları Filistinlilere destek olarak ilan etti.

Denizcilik ve petrol şirketleri artan risk karşısında Süveyş Kanalı’ndan uzaklaşarak Afrika kıtası çevresindeki daha uzun rotaları tercih etmeye başladı. Bu karar navlun maliyetlerinin yükselmesine ve sefer sürelerinin uzamasına yol açıyor. Husiler, menşei ne olursa olsun İsrail’e giden tüm gemileri hedef alma niyetinde olduklarını belirterek, uluslararası nakliye firmalarına İsrail limanlarından uzak durmalarını tavsiye etti.

Saldırılar Aralık ayı başında yoğunlaşmaya başladı ve neredeyse her gün önemli olaylar rapor edildi. Hedef alınan gemiler arasında Pazar günü birden fazla mermi ile ateş altına alınan M/V Swan Atlantic ve Cumartesi günü yangına neden olan ancak can kaybına yol açmayan bir mermi saldırısına maruz kalan Al Jasrah gemisi de vardı. ABD Merkez Komutanlığı USS Carney’in (DDG 64) Cuma günü Kızıldeniz üzerinde 14 insansız hava aracını engellediğini bildirdi. Ayın başlarında Norveç’e ait bir tanker ve iki İsrail gemisi de saldırıya uğramış, İngiltere ve Japonya tarafından işletilen bir kargo gemisi de Kasım ayında Husiler tarafından ele geçirilmişti.

Bab al-Mandab Boğazı, Kızıldeniz’i Aden Körfezi ve Umman Denizi’ne bağlayan, deniz seyrüseferinde stratejik bir tıkanma noktasıdır. Bu dar su yolundan geçen önemli miktarda petrol ve emtia, boğazın öneminin altını çiziyor. Bir petrol analiz firması olan Vortexa’ya göre, 2022’de 20 tanker geçen boğazdan 2023’te günde ortalama 27 tanker geçecek. Enerji Enformasyon İdaresi, 2023 yılının ilk yarısında dünyada deniz yoluyla ticareti yapılan petrol ve LNG’nin önemli bir kısmının bu bölgeden geçtiğini vurguladı.

Hapag Lloyd, MSC ve Maersk gibi büyük denizcilik şirketlerinin yanı sıra BP (NYSE:BP) ve Frontline (NYSE:FRO) gibi petrol firmalarının Kızıldeniz’den kaçınmak için gemilerin rotasını değiştirme kararını açıklamasıyla küresel ticaret üzerindeki etkisi hemen görülmüştür. Bu durum bir dizi konteyner gemisinin Kızıldeniz’de demirlemesine yol açarken, tüccarlar rotalarını ve fiyatlarını yeniden değerlendirirken bazıları da takip sistemlerini kapattı.

Uluslararası deniz taşımacılığını korumak amacıyla ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin bugün yaptığı açıklamada Kızıldeniz’deki ticari rotaları güvence altına almak üzere çok uluslu bir operasyon olan “Refah Muhafızı Operasyonu “nun başlatıldığını duyurdu. Bu operasyonun katılımcıları arasında Birleşik Krallık, Bahreyn, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Seyşeller ve İspanya yer almaktadır. Buna rağmen Suudi Arabistan, Hamas ve İsrail arasında devam eden çatışmanın yansımalarını yönetmeye çalıştığı için ABD’den saldırılara karşı itidalli davranmasını talep etti.

Tarihsel olarak uluslararası deniz kuvvetleri, özellikle 2005-2011 yılları arasında Somali korsanlığının zirve yaptığı dönemde bölgede seyrüsefer güvenliğini sağlamak üzere konuşlandırılmıştır. Avrupa Birliği’nin “Atalanta Operasyonu” ve NATO’nun Okyanus Kalkanı Operasyonu, deniz ticaretini korsanlıktan korumaya yönelik önceki çabaların örnekleridir.

Bab al-Mandab Boğazı’ndaki mevcut durum, küresel ticaret yollarının kırılganlığının ve bölgesel çatışmaların geniş kapsamlı ekonomik etkilere yol açma potansiyelinin altını çizmektedir.

Reuters bu makaleye katkıda bulunmuştur.

Bu makale yapay zekanın desteğiyle oluşturulmuş, çevrilmiş ve bir editör tarafından incelenmiştir. Daha fazla bilgi için Şart ve Koşullar bölümümüze bakın.

Son Haberler

Bize Ulaşın
Hoşgeldiniz. Nasıl Yardımcı Olabilirim ?
NonameFX
Merhaba,
Size Noname Web Sayfasından Ulaşıyorum.