İşte Forbes’in konu ile ilgili yazısı:
“Düşüncelerinize ters gelse de insanlar mevcut rollerinde huzurlu ve başarılı olduklarında yeni bir iş aramalı. Bir iş için gerekli tüm becerilere sahip olmanın yanı sıra, yöneticiler kendine güvenen, pozitif ve motive adaylar ister. Kendinize güvendiğinizde ve kendinizi iyi hissettiğinizde mülakat sürecinde daha iyi performans gösterirsiniz. Halihazırda bir işiniz olduğu için üzerinizdeki baskı, daha az olur. Bu nedenle görüşmelere giderken “Eğer bu yeni işi alırsam, bu harika. Eğer alamazsam, gayet iyi bir işim var” diye düşünebilirsiniz.
Çoğu insan mülakata girdiğinde gergin, özgüvenden yoksun ve korkmuş, hatta iş piyasasına geri dönmek zorunda kaldığı için kızgın ve kırgın görünür. Mülakatı yapanlar bu olumsuz havayı sezerler. İş piyasası zorlu olduğunda, insan kaynakları yöneticilerinin kötü bir tutum sergileyen başvuru sahibini sert bir şekilde geçmesi ve bir sonraki adaya geçmesi kolay olur.
Ocak ve Şubat aylarına yaklaşık bir hafta kala iş aramak için en uygun zamanlardan ikisi. Yeni bir yılın başlangıcı, insanların temiz bir sayfa ile yeni bir başlangıç yaptıklarını hissettikleri neşeli dönemdir. İnsanlar kilo verme, spor salonuna gitme veya yeni bir iş bulma gibi yeni yıl kararlarını alırlar. Pratik açıdan bakıldığında, şirketler yıllık bütçelerini ve personel sayılarını belirler, böylece adaylarla görüşmeye ve işe alım yapmaya hazır olurlar. İşletmeler Aralık ayının sonunda yıllık gözden geçirmelerini ve performans değerlendirmelerini yaparlar. Sonuçlara göre, çalışanlar kalmaya karar verir ya da işten çıkarılmayı beklemek yerine kendi istekleriyle işten ayrılma baskısı hissederler.
Ocak ayı gibi Eylül ayı da arama moduna girmek için ideal bir zamandır. Yaz bitmiştir ve çalışanlar çocukken yaşadıkları okula dönüş zihniyetinin bir benzerini yaşarlar. Üç günlük hafta sonlarının, tatil yapmanın, güzel havanın tadını çıkarmanın ve yaz aylarında tempoyu yavaşlatabileceğimiz ve hayatın tadını çıkarabileceğimiz konusunda konuşulmayan karşılıklı bir anlayış olduğu için rahat hissetmenin tadını çıkardılar. Eylül ayında çarklar yeniden dönmeye başlar, iş ilanları yayınlanır ve işe alım döngüsü hızlanır.
Çoğu insan tatillerini ve ücretli izinlerini Temmuz ve Ağustos aylarında kullanır. Bu durum, mülakat yapmayı zorlaştırır. İnsan kaynakları çalışanı ailesiyle tatildedir. Döndüklerinde işe alım müdürü plajdadır ve görüşmeye gelemez. Ardından, aday yazın geri kalanında yurtdışına seyahat edecektir, bu nedenle görüşmeler Eylül ayına ertelenmeli.
Özgeçmiş göndermek için en uygun günler hafta ortası veya sonrasıdır. Pazar korkusu insanları özgeçmişlerini işverenlere göndermeye iter, çünkü pazartesi gününün yaklaşması onları işlerini ve hayatlarını yeniden değerlendirmeye zorlar. Sorun şu ki, çok fazla insan bu şekilde hissediyor ve özgeçmişiniz büyüyen yığının içinde kaybolabilir. Yüksek hacim nedeniyle İK ve yöneticiler özgeçmişinizi hemen göremeyebilir. Bu nedenle, özgeçmişinizi ilk özgeçmiş patlaması azaldıktan sonra Salı veya Çarşamba günü geç saatlerde göndermek isteyebilirsiniz.
Hafta sonuna doğru özgeçmiş gönderimleri azalır. Daha az rekabet olacağından ve özgeçmişiniz daha az kalabalık bir alanda göze çarpacağından, özgeçmişinizi Perşembe veya Cuma günü göndermek de faydalı olabilir. “
patronlardunyasi.com
